İmalat sanayilerinde faaliyet gösteren işletmelerde temin edilen hammadde veya ara ürünlerin (parça / SKU bazında) toplam maliyetlerinin ham birim fiyatların ortalama %10 - %20 üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bu tahminin pek çok durumda fazlaca iyimser olduğu söylenebilir. TrueNord’un Toplam Sahip Olma Maliyet (TSOM) modellemesi alanındaki tecrübesi bu durumu veriye bağlı olarak ortaya koymaktadır. TSOM modellemesi yatırım malları, hammadde ve ara ürünler için geleneksel temin süreçlerinde dikkatten kaçan, gizli maliyetleri karar süreçlerine katıp, kapsayıcı maliyet analizi gerçekleştirmek amacıyla kullanılan bir metot ve araçtır.
İlk ciddi TSOM modelleri 1980’lerde bilgi teknolojileri yatırımları ve erken ekipman yönetimi kapsamında yatırım malları için geliştirildi. Yapısal olarak farklı olan hammadde ve ara ürünler için TSOM modelleri ise 2000’li yılların başından itibaren kullanılmaya başlandı. Yatırım malları için TSOM modellemesi, söz konusu yatırım malının (CapEx) toplam yaşam döngüsünü hesaba katarak analiz yapmaya olanak sağlarken, hammadde ve ara mamuller için TSOM modelleri farklı Tedarik Zinciri senaryolarının Parça / SKU bazında toplam maliyete etkisini değerlendirme imkanı sunmaktadır.
Hammadde ve ara mamuller için TSOM dünyanın en büyük işletmelerinde özellikle son 10 yıl içinde hızla yayılmıştır. Bu yayılımın 5 önemli nedeni ise şöyle;
1.Maliyet analitiği: Yüksek rekabet ortamında faaliyet gösteren işletmeler için değer zincirindeki büyük maliyet unsurlarını daha iyi anlamak ve yönetmek hayati önem taşır. Bu kabiliyet, rekabetçi fiyat seviyesinde yüksek karlılığa ulaşmak için gereklidir. Özellikle otomotiv, dayanıklı tüketim ürünleri ve genel üretim endüstrilerinde hammadde ve satın alınan ara ürünlerin değeri toplam satış maliyetinin %60 ile %80’i arasında değişir. Operasyonun toplam maliyetinin bu önemli parçasını detay seviyede nesnel olarak değerlendiren ve analitik çözüm sağlayan TSOM modeli Tedarik Zinciri (TZ) yöneticileri tarafından tercih edilmiştir.
2.Finansal tablo ve bilanço yapıları: Finansal muhasebe ve kar-zarar tabloları stratejik satın alma ve tedarik zinciri performansını gösteren birtakım maliyet unsurlarını gizler. Genel giderler ve yönetim maliyetleri altında gizlenen ekspres lojistik, yüksek stoğa bağlı ek depolama maliyetleri, Tedarik Zincirindeki uygunsuzluklardan dolayı ortaya çıkan satış sonrası maliyetler, tashih süreçlerinin maliyetleri, raf ömrünü doldurmuş veya geçerliliğini kaybetmiş hammadde ve ara mamullerin maliyetleri izlenebilir olmaktan çıkabilir. İşletmeler her biri ciddi boyutlara ulaşabilen bu maliyet kalemlerini ilgili malzemelere veya son ürüne adreslemek ihtiyacıyla TSOM modellemeleri kullanmaya yönelmişlerdir.
3.Tedarik Zincirinde Mükemmellik: Farkındalığı yüksek işletmeler, Tedarik Zinciri stratejilerini; israftan arındırılmış, yalın düşünceye uygun kurgulamaya çalışırken, israfa bağlı maliyet artışını önlemeyi, Tedarik Zincirinde çevikliği ve mükemmelliği sağlamayı hedeflerler. İşletmelerin öncelikli taktiksel mükemmellik hedeflerinden bazıları minimum stokla maksimum hizmet seviyesini ve üretimin devamlılığını sağlamak, sıfır eksik parçayla üretim, malzemeleri minimum dokunuş, tekrar-paketleme ve taşıma süreçlerine tabi tutmak ve ürün güvenliğini temin etmektir. Tedarik Zincirinde mükemmelliğin stratejik seviyedeki hedeflerinden bazıları ise pazarda yukarı ve aşağı dalgalanmaların etkilerini asgari seviyeye indirmek, en kısa Tedarik Zinciri Tepki Süresine (TZTS) ulaşmak, mamul izlenebilirliğini arttırmak ve karbon ayak-izini küçültmektir. Kapsamlı bir TSOM modelleme ve analizi yukarıda sözü edilen hedeflere göre farklı Tedarik Zinciri senaryolarını maliyet odağıyla değerlendirip etkin karar verme imkanı sunar. Dolayısıyla son 15 yılda artan Tedarik Zincirinde maliyet odaklı mükemmellik trendi TSOM modellemesinin yayılımını hızlandıran faktörlerden biri olmuştur.
4.Entegre Tedarik Zinciri (ETZ): İşletmeler Entegre Tedarik Zinciri idealine ulaşabilmek için müşteri talebiyle tetiklenen, çekme esasına dayanan esnek üretim ve Tedarik Zincirinde geriye doğru tam-zamanlı bilgi akışı sağlanması için ciddi çaba sarf ettiler. Bu alandaki çalışmalar son 30 yılda tedarikçilerin malzeme planlamasına direkt dahil olduğu “tedarikçi yönetimli envanter” (VMI) ve üretimde esneklik sağlayan “geciktirilmiş farklılaştırma”, teminde akıllı kitleme gibi uygulamaları gündeme taşıdı. Ancak bu uygulamalar da ek maliyetleri beraberinde getiriyordu. Söz gelimi, envanteri müşterisi için yöneten tedarikçi ham birim fiyatına stok yönetim masraflarını eklemek durumundaydı. Sonuç olarak Entegre Tedarik Zinciri idealinden kaynaklı farklı senaryolar, karmaşık operasyon modelleri arasında getir-götür analizi ihtiyacı TSOM modellemesinin yaygınlaşmasını desteklemiştir.
5.Küresel Satın Alma (off-shoring / on-shoring): 90’ların sonlarında hızlanan düşük maliyetli küresel satın alma yarışı (Low Cost Country Sourcing), pek çok işletmenin en düşük birim maliyeti yakalamak için çok uzak mesafeden malzeme temin etmesine yol açtı, bu eğilim off-shoring olarak bilinmekte. Ancak, uzayan Tedarik Zinciri Tepki Süresi (TZTS) ve beraberinde yüksek değişkenliğe maruz kalan operasyonlar 2000’lerin sonlarında off-shoring’den gerçekten faydalanıp faydalanmadıklarını sorgulamaya başladılar. Öte yandan, küresel politik, finansal krizler ve kur riskleri, düşük maliyet ekonomilerinde gerçekleşen yüksek enflasyon ve işçilik maliyetlerindeki hızlı artış, işletmelerin onshoring (satın alınan malzemenin yakın mesafeden, tercihen operasyonun bulunduğu ülkede teminine geri dönülmesi) opsiyonunu değerlendirmelerini destekledi. Söz gelimi Fransa’da üretim tesisleri bulunan bir işletme, Uzak Doğu’dan birim maliyeti $50’a temin ettiği bir ara ürün için, Almanya’daki tedarikçisinin sunduğu $60’lık birim maliyet senaryosunu nesnel bir şekilde kıyaslamalıydı. TSOM modellemesi “off” veya “on” seçeneklerinden hangisinin daha iyi olduğunu ortaya koyan bütünsel maliyet kıyaslama aracı olarak Tedarik Zinciri yöneticilerinin tercihi haline gelmiştir.